Günlükten Kırıntılar
" Bak ne hale geldim diyemiyorum bile. Kendimden başka kimseye güvenemiyorum. Zaten yaralı olan ruhumu bir de sen zedeledin. Bu duygularda olan tek kişi değilim, çevremde fazlasıyla örnekler dolu: Unutmaya çalışıp bocalamak! Kimimiz öyle değil ki ? Bocalıyoruz işte. Bir de hayatlarında yeni birilerinin olduğunu fark ettikçe içimiz daralıyor ruhumuz acı çekiyor, nefes alamıyoruz. Olmuyor. Çok şey beklemiyoruz insanlardan, anlayış sadece! Yalnızlık vuruyor beyaz tenlerimize yakıcı bir şekilde. Kandırmak içinde kendimizi; Hayır yalnız değiliz! Sadece tek başına kalmayı biz seçiyoruz! yalanlarıyla rahatlatıyoruz. Oysa ki yalnızız. Tepeden tırnağa yalnızız azizim! Anlaşılmayan, anlam verilmeyen bir yalnızlık üstelik bu. Sessizce bizi tamamlayacak puzzle parçasını bekliyoruz, bekliyoruz, hep bekliyoruz! Ama yok. Çıkmıyor işte. Çıkanlarsa yanlış zamanlarda çekip gidiyor, bize de hüzün ve yazmak kalıyor tabi. Bir bakımdan şu da doğru ki yazabilmek için de acıyla pişmek zorundayız. Etrafa mutluluk saçarken gerçek duygularımız su yüzüne çıkmıyor ne yazık ki. En iyi şekilde ifade edebilmesi için de kendini; Kırgınlığa, güvensizliğe, üzülmeye ihtiyacı vardır. Terkedilmeye ve duygularıyla oynanılmaya da.."
P.S: Yaza başlarken karaladığım sayfalardan bir kesit bu sadece. Duygu yoğunluğunun çoğu bana ait değil gözlemle ortaya çıkan şeyler.
1 ay gibi bir süreden sonra yeni döneme merhaba..
P.S: Yaza başlarken karaladığım sayfalardan bir kesit bu sadece. Duygu yoğunluğunun çoğu bana ait değil gözlemle ortaya çıkan şeyler.
1 ay gibi bir süreden sonra yeni döneme merhaba..
Yorumlar
Yorum Gönder