Yarım/Geçmiş
Eskiler, eskiler, eskiler... alıştığımız bırakamadığımız bağlılıklarımız. Geçmiş de bunlara dahil. Her yeniye başladığımızda yanımızda bizimle beraber yürüyor arkamızdan değil. Herkes gibi o geçmişe ben de sahibim işte ve birçoğu insan gibi ben de geçmişimde farklıydım. Şu an kendinden emin olan o kız yoktu. Korkak, güvensiz, utangaç biri vardı. İyi niyetliydi hem de fazlasıyla saftı da bundan dolayı. Güvenmek isterdi insanlara , güvendi. Fakat çok kırıldı birçoğumuz gibi, çok incindi ve hep kabuğuna kaçtı. Sadece yazardı o zamanlar defterlere dökerdi içindekileri. Anlatırdı en yakınına, hepsini değil belki ama rahatlayabileceği kısımlarını. Bunun dışında saklardı içinde belli etmezdi o yüzden gülümserdi insanlara. İnsanlar o kızı üzgün bilmezlerdi sevecen, çocuksu, umut dolu biriydi o. Ama karakteri zayıftı. Bu yüzden kaybetti işte güvendikleri teker teker yalnız bıraktılar onu. Yalnızlığı öğrendi, kendi içinde yalnız olmayı ve güvenmemeyi öğrendi. Sadece bir kaçı vardı yanında onun haricinde herkesi uzaklaştırmaya çalıştı hayatından. Kimden zarar gördüyse kaçmak istedi fakat engelleyemedi. O da savaşmayı öğrendi. Kendi zayıflığıyla savaştı önce, yere bastı ayakları ve kendini fark etti. Mantığı seçti onu kabullendi tıpkı arkadaşı gibi ve yanından ayırmadı. Tam zamanında önüne bakmayı seçti. Kendi için uğraştı, yeni bir hayat yaratmak için. Bulunduğu yerden kaçmak için. Yaptı da, kaçtı. Ankara'ya geldi ve yeni hayatı başladı... geçmişiyle beraber...
Herkes gibi bir büyüme evresi geçirdim ben de. Değiştim. Cesur biri olmayı, yanlışlarımın arkasında durmayı öğrendim. Yanlış anlaşıldım geçmişte hep hala da anlaşılıyorum. En çok korktuğum şey bu olduğu için büyük ihtimal. Fakat yeni bir hayat kurdukça geçmiş daha da sıkı tutunmaya çalışıyor bana. Ne kadar istemesem de oraya bağlı hayatımın bir parçası çünkü.
Evet, değiştim. Karakterimi, kim olduğumu buldum. Ama hala eksik bir şeyler var hayatımda. Yarımım. Tıpkı yarım bir yıldız gibi. Blogumun adı *Comet ve ben de yarım bir kuyruklu yıldızım işte diğer yarısını arayan. Bilmiyorum var mı öyle biri. Yoksa kurtulamayacakmışım gibi geliyor. Başkası olamayacakmış gibi. Takılı kaldım yine çünkü. Aslında sorarsanız birini istiyor muyum diye. Bilmiyorum. Diğer boşluğum o kişiyle dolacak gibi çünkü. Ama eğer doğru olmayacaksa dolmasın elbette. İşte bu zamanlarda o kız tekrar çıkıyor içimden, kendi kabuğuna çekiliyor yine ve boş bulduğu vakitler dışarı atıyor kendini. Kampüste bir yere geçip yazıyor ve yağmuru arıyor dışarda. Yaşadığını fark etmek istiyor. Sevdiği sözler müzikle beraber yayılırken vücuduna, kendi sözlerini aktarıyor o da kağıtlara.
Hayatımız bir Doctor Who değil ki istediğimiz de geriye gidip bir şeyleri düzeltelim. Gerçek yaşamdayız ve bu hayatta gerçekten kırılıyor ve inciniyoruz sonrasında da bizi iyileştiren o kişiyi arıyoruz işte... Dost, aile, belki de "doğru kişi"... Umarım yakında yarım olmaktan kurtulabilirim ve umarım huzuru bulabilirim.
Herkes gibi bir büyüme evresi geçirdim ben de. Değiştim. Cesur biri olmayı, yanlışlarımın arkasında durmayı öğrendim. Yanlış anlaşıldım geçmişte hep hala da anlaşılıyorum. En çok korktuğum şey bu olduğu için büyük ihtimal. Fakat yeni bir hayat kurdukça geçmiş daha da sıkı tutunmaya çalışıyor bana. Ne kadar istemesem de oraya bağlı hayatımın bir parçası çünkü.
Evet, değiştim. Karakterimi, kim olduğumu buldum. Ama hala eksik bir şeyler var hayatımda. Yarımım. Tıpkı yarım bir yıldız gibi. Blogumun adı *Comet ve ben de yarım bir kuyruklu yıldızım işte diğer yarısını arayan. Bilmiyorum var mı öyle biri. Yoksa kurtulamayacakmışım gibi geliyor. Başkası olamayacakmış gibi. Takılı kaldım yine çünkü. Aslında sorarsanız birini istiyor muyum diye. Bilmiyorum. Diğer boşluğum o kişiyle dolacak gibi çünkü. Ama eğer doğru olmayacaksa dolmasın elbette. İşte bu zamanlarda o kız tekrar çıkıyor içimden, kendi kabuğuna çekiliyor yine ve boş bulduğu vakitler dışarı atıyor kendini. Kampüste bir yere geçip yazıyor ve yağmuru arıyor dışarda. Yaşadığını fark etmek istiyor. Sevdiği sözler müzikle beraber yayılırken vücuduna, kendi sözlerini aktarıyor o da kağıtlara.
Hayatımız bir Doctor Who değil ki istediğimiz de geriye gidip bir şeyleri düzeltelim. Gerçek yaşamdayız ve bu hayatta gerçekten kırılıyor ve inciniyoruz sonrasında da bizi iyileştiren o kişiyi arıyoruz işte... Dost, aile, belki de "doğru kişi"... Umarım yakında yarım olmaktan kurtulabilirim ve umarım huzuru bulabilirim.
Yorumlar
Yorum Gönder